İktidar, para aramak için çıktığı üç günlük körfez çeşidini tamamladı. Tıbbın son gününde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile toplamı 50 milyar dolarlık bir mutabakat yapıldığı duyurulsa da tek somut açıklama zelzele bölgelerinin yine inşasına katkı için 8.5 milyar dolarlık sukuk yatırımı ve Eximbank üzerinden 3 milyar dolarlık ihracat dayanağı oldu. Resmi açıklamada yatırımların yapılması planlanan kesimler sıralanırken ekonomistlere nazaran ülkeler ortasında ön mutabakat manasına gelen mutabakat muhtırası imzalandığı, bunun da kesin değil bir ön muahede manasına geldiği belirtiliyor.
(Veysel Ulusoy)
Ziyarette 13 bahis üzerinde imzalandığı açıklanan mutabakat muhtırasının aslında bir ön muahede olduğunu belirten ekonomistler makûs ekonomilerde bu tıp açıklamaların algı idaresi için kullanıldığını vurguluyor. Mevzuyu toplumsal medyadan kıymetlendiren Prof. Dr. Veysel Ulusoy, “Piyasa mutabakatlara inanmadı. Ülkenin faydasına yapılan hiçbir şey yok” dedi.
(Burcu Aydın Özüdoğru)
“ÇOK MUĞLAKLIK VAR”
Anlaşma ayrıntılarının muğlak olduğunu söyleyen TEPAV yöneticisi Dr. Burcu Aydın Özüdoğru, “Bahsi geçen para Türkiye’nin ulusal gelirinin yüzde 5-6’sına tekabül ediyor büyük bir para ancak direkt yatırım mı, satın alma mı olacak hiçbir ayrıntı yok. İktisatta istenen direkt yatırımla fabrika açılması, makine alınması, istihdam yaratılmasıdır. Yalnızca buradaki fabrikaların satın alınmasıyla gelecek bir yatırımın katma kıymeti olmaz” dedi.
(Hayri Kozanoğlu)
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ise hükümetin yeni Körfez siyasetini şu sözlerle yorumluyor:
“Körfez ile ekonomik yakınlaşmanın dış siyasette da karşılığı var. ABD, Ortadoğu’dan çekildikçe buradaki ülkeler kendi ortalarındaki sıkıntıları çözmeye odaklandılar. BAE üzere ülkeler Rusya yaptırımlarını gördükten sonra yatırım sepetlerini çeşitlendirerek ileride kendilerine yaptırım uygulamayacak, demokrasi ve insan hakları konusunda zayıf olan Türkiye üzere ülkelere yöneldi. Türkiye’nin de önemli döviz gereksinimi olduğu için çeşitli bahislerde taviz verilebilir. Bu ülkelerin teknoloji, fabrika üzere yatırımları olmaz Varlık Fonu’nda kalan şirketleri alabilirler yalnızca.”
